Kuran-ı Kerim / MURSELAT
"MURSELAT suresi" için, toplam 50 ayet arasından 1 - 50 arası ayetler

Bismillâhirrahmânirrahîm

77 / MURSELAT - 1

Vel murselâti urfâ(urfen).
Ardarda (marufla, irfanla) gönderilenlere andolsun.

77 / MURSELAT - 2

Fel âsıfâti asfâ(asfen).
Ve de şiddetle estikçe esenlere (andolsun).

77 / MURSELAT - 3

Vennâşirâti neşren.
Dağıtıp yayanlara andolsun.

77 / MURSELAT - 4

Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
Ve de ayırdıkça ayıranlara (andolsun).

77 / MURSELAT - 5

Fel mulkıyâti zikrâ(zikren).
Ve de zikri ilka edenlere (andolsun).

77 / MURSELAT - 6

Uzren ev nuzrâ(nuzren).
(Bu yeminler), özür olarak (mazeret olmaması) veya nezir olarak (uyarması) içindir.

77 / MURSELAT - 7

İnnemâ tûadûne levâkı’(levâkıun).
Muhakkak ki vaadolunduğunuz şey, mutlaka vuku bulacaktır.

77 / MURSELAT - 8

Fe izen nucûmu tumiset.
Öyle ki, o zaman yıldızların ışığı giderilmiştir.

77 / MURSELAT - 9

Ve izes semâu furicet.
Ve o zaman gök yarılmıştır.

77 / MURSELAT - 10

Ve izel cibâlu nusifet.
Ve o zaman dağlar dağılmıştır.

77 / MURSELAT - 11

Ve izer rusulu ukkıtet.
Ve o zaman resûllere vakit bildirilmiştir.

77 / MURSELAT - 12

Li eyyi yevmin uccilet.
(Bunlar) hangi gün için tecil edildi (ertelendi)?

77 / MURSELAT - 13

Li yevmil fasl(fasli).
Fasıl (ayırma) günü için (tecil edildi).

77 / MURSELAT - 14

Ve mâ edrâke mâ yevmul fasl(fasli).
O fasıl gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?

77 / MURSELAT - 15

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü, yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 16

E lem nuhlikil evvelîn(evvelîne).
Evvelkileri Biz helâk etmedik mi?

77 / MURSELAT - 17

Summe nutbiuhumul âhırîn(âhırîne).
Sonra diğerlerini (arkadan gelenleri) de onlara tâbî kılarız.

77 / MURSELAT - 18

Kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
Mücrimlere işte böyle yaparız.

77 / MURSELAT - 19

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 20

E lem nahlukkum min mâin mehîn(mehînin).
Sizi Biz, değersiz bir sudan yaratmadık mı?

77 / MURSELAT - 21

Fe cealnâhu fî karârin mekîn(mekînin).
Sonra onu sağlam bir yerde kararlı kıldık (yerleştirdik).

77 / MURSELAT - 22

İlâ kaderin ma’lûm(ma’lûmin).
Bilinen bir süreye kadar.

77 / MURSELAT - 23

Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
İşte Biz, böyle takdir ettik. Bunu takdir edenler ne güzel (kudret sahibi).

77 / MURSELAT - 24

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 25

E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
Biz arzı toplanma yeri kılmadık mı?

77 / MURSELAT - 26

Ahyâen ve emvâtâ(emvâten).
Canlılara ve ölülere.

77 / MURSELAT - 27

Ve cealnâ fîhâ revâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
Ve orada yüksek sabit dağlar kıldık. Ve sizi tatlı su ile suladık (içecek su verdik).

77 / MURSELAT - 28

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 29

İntalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
O yalanlamış olduğunuz şeye gidin!

77 / MURSELAT - 30

İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
Üç çatallı olan gölgeye gidiniz.

77 / MURSELAT - 31

Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb(lehebi).
Gölgelendirmez ve yakıcı aleve bir faydası olmaz.

77 / MURSELAT - 32

İnnehâ termî bi şerarin kasr(kasri).
Muhakkak ki o, saray gibi (büyük) kıvılcımlar atar.

77 / MURSELAT - 33

Ke ennehu cimâletun sufr(sufrun).
Sanki o (kıvılcımlar), sarı erkek develer gibidir.

77 / MURSELAT - 34

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 35

Hâzâ yevmu lâ yentıkûn(yentıkûne).
Bu, (yalanlayanların) konuşamayacakları bir gündür.

77 / MURSELAT - 36

Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn(ya’tezirûne).
Ve onlara izin verilmez ki, özür beyan etsinler.

77 / MURSELAT - 37

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 38

Hâzâ yevmul fasl(fasli), cema’nâkum vel evvelîn(evvelîne).
Bu ayrılma günüdür. Sizi ve evvelkileri biraraya topladık.

77 / MURSELAT - 39

Fe in kâne lekum keydun fe kîdûn(kîdûni).
Haydi eğer sizin bir tuzağınız varsa hemen Bana karşı tuzak kurun.

77 / MURSELAT - 40

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 41

İnnel muttekîne fî zılâlin ve uyûn(uyûnin).
Muhakkak ki takva sahipleri gölgelerde ve pınarbaşlarındadır.

77 / MURSELAT - 42

Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
Ve canlarının çektiği (iştah duydukları) meyveler vardır.

77 / MURSELAT - 43

Kulû veşrebû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yeyin ve için.

77 / MURSELAT - 44

İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.

77 / MURSELAT - 45

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 46

Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
Yeyin ve biraz da metalanın (faydalanın). Çünkü siz mücrimlersiniz.

77 / MURSELAT - 47

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 48

Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn(yerkeûne).
Ve onlara: “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezler.

77 / MURSELAT - 49

Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77 / MURSELAT - 50

Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
Bundan başka artık hangi söze inanacaklar?